Saç ekimi yöntemine karar verme aşamasında birden çok belirleyici faktör olduğunu söylemek mümkündür. Burada kişinin öncelikle saç ekimi ihtiyacına uygun olan yöntem ele alınırken ikinci planda kişinin yaşına ve cinsiyeti de değerlendirmeye alınabilmektedir. Kişilerin saç ekimi yöntemine direk kendi karar vermeden öncesinde mutlaka hekim muayenesine başvurması sonrasında hekimin yönlendirmesi ile karar vermesi önerilmektedir.
Saç ekimi operasyonları için ilk aşamada kişinin genel sağlık durumu dikkate alınır. Sağlık durumu uygun ve fiziksel gelişimini tamamlamış bireylerin saç ekimi yaptırmasında sakınca yoktur. Yine de alt limit belirlemek gerekirse ortalama 24 yaş sonrası saç ekimi daha yaygın olarak tercih edilmektedir. Yaşlılar için saç ekimi için herhangi bir sınır da bulunmamaktadır. Ancak burada varsa kronik hastalıklar hekim ile paylaşılmalıdır.
Saç ekimi operasyonlarında hastanın konforu gözetilerek ağrı ve acı düzeyinin minimum seyretmesi amacıyla operasyon öncesinde lokal anestezi uygulanmaktadır. Uygulanan lokal anestezi sayesinde kişi işlem sırasında herhangi bir his durumu yaşamaz bu sayede ağrı veya acı hissetmez.
Saç ekimi operasyonlarında kullanılacak olan yöntem kişinin ihtiyaçlarına göre belirlenmektedir. Bazı vakalarda FUE yöntemi çok başarılı sonuçlar sunarken bazı vakalarda ise DHI yönteminin başarılı sonuçlar sunduğu görülmektedir. Bu nedenle saç ekiminde başarıyı etkileyen en önemli detaylardan biri hekimin tecrübesi profesyonelliği ve hastaya doğru saç ekimi yöntemini sunmasıdır. Doğru belirlenen saç ekimi yönteminin kişi için en iyi saç ekim yöntemi anlamına geleceğini söyleyebiliriz.
Saç ekimi sonrasında saçların uzama hızı kişiden kişiye değişkenlik gösterse de süreç benzerdir. Saç ekimi sonrasında ki ilk 2 ay içerisinde şok dökülme denilen bir saç dökülmesi yaşanır. Ve sonrasında sağlıklı salar yeniden uzamaya başlar. Ekimi yapılan saçların yeni formuna kavuşması ve istenilen görünümün netlik kazanması için ortalama 6 ile 12 ay aralığında bir zaman dilimine ihtiyaç vardır. Bu süreçteki en önemli detay sabırlı olmaktır.
Saç ekimi operasyonu sonrası koruma evresi oldukça önemli bir aşamadır. Saç Ekimi yapılan bölgenin korunması için maksimum özen gösterilmelidir. Korumaya yönelik spesifik detaylar hekimler tarafından ayrıca belirtilse de genel olarak; havuz ve denize girilmemeli, saç ekimi yapılan bölge yoğun güneş ışığına maruz bırakılmamalı, temas önlenmelidir. Bunların dışında varsa hekim tarafından verilen ilaçlar kesinlikle düzenli kullanılmalıdır. İyileşme sürecini yavaşlatacağından dolayı alkol ve sigara tüketimine ise ara verilmelidir. İlk yıkama içinde mutlaka profesyonel destek alınması önerilmektedir.
Bilindiği üzere ülkemiz saç ekimi operasyonlarında dünyanın tercihi haline gelmiştir. Bu anlamda başarımız yadsınamaz bir gerçektir. Ancak bu tip önemli operasyonlarda mutlaka profesyonel kurum ve kuruluşlardan hizmet alınması önerilmektedir. Saç ekimi operasyonları hem estetik görünümü hem de sağlığı direkt etkileyen operasyonlar arasındadır. Bu nedenle daha uygun fiyatlara aldanıp kesinlikle amatör ellere ve donanımsız kurumlara sağlığınızı emanet etmemeniz oldukça önemli bir detaydır.
Saç ekimi operasyonlarının işlem süresi öncelikli olarak kullanılacak saç ekim yöntemi ile bağlantılıdır. Sonrasında diğer belirleyici faktör ise saç ekimi yapılacak greft sayısıdır. FUE ve DHI saç ekimi tekniklerinde saç köklerinin alınması süresi oldukça uzun sürerken, FUT tekniğinde ise kökler şeritler halinde deri ile alındığından bu süre çok daha kısadır. Yine FUR ve HDI saç ekimi tekniklerinde saç ekimi micro uçlarla tek tek yapıldığından dolayı operasyon süresini de direkt olarak etkiletmektedir.
Saç ekimi operasyonlarda öncelikle saç dökülmelerinin kaynağı tespit edilir. Saç dökülmeleri genetik mi, beslenmeye mi stresse mi bağlı? Herhangi bir hastalık veya yaralanma kaynaklı mı? Belirli tetkik ve muayenelerden sonra ilk önce Saç dökülmelerinin sebebi belirlenir ve akabinde kişinin dökülme sıklığına, dökülme şekline, ekimi yapılacak bölgeye ve ekimi yapılacak saç kökü sayısına paralel doğru saç ekimi yöntemi belirlenir.
Saç ekimi operasyonları sonrasında ilk 48 saat elle temas veya sıvı teması kesinlikle önerilmemektedir. Saç ekiminden sonraki 4. Gün itibari ile ilk yıkama yapılabilmektedir. Ancak saç ekimi sonrası ilk yıkama oldukça önemli bir aşamadır. İlk yıkama sonucunda ekilen köklerin zarar görmemesi gereklidir. Kişi saç ekimi sonrası ilk yıkama işleminde mutlaka hekiminden veya saç ekimi kliniğinden profesyonel destek almalıdır.
Saç ekimi operasyonları saç dökülmesi veya kellik yaşanan bölgeye sağlıklı saç köklerinin nakledilmesi işlemidir. Nakli yapılacak olan saç köklerinin alındığı bölge ise donör bölge olarak tanımlanır. Saç ekimi operasyonlarında donör bölge genellikle ense olarak tercih edilir. Saç ekimi operasyonunun başarısız sonuç vermesi veya istenen sonucu vermemesi durumunda tekrar saç ekimi yaptırmak gayet mümkündür. Burada belirleyici detay ise donör bölgedir. Tekrarlanacak saç ekimi sırasında donör bölgede açıklık oluşturulmaması önemlidir.
Tıraşsız saç ekiminden en önemli kriterlerin başında ekimi yapılacak olan greft sayısının 2.000 altında olmasıdır. Özellikle 1.000 veya 1.500 greft ekim gerektiren operasyonlarda tıraşsız saç ekimi gayet başarılı sonuçlar vermektedir.
•Ekimi yapılacak greft sayısının 2.000 den az olduğu vakalarda tıraşsız saç ekimi yapılması mümkündür.•Bölgesel saç dökülmesi yaşayan n kadınlar tarafından en sık tercih edilen yöntem tıraşsız saç ekimidir.•Erkeklerde ise özellikle alın bölgesinde daha sık görülen saç dökülmelerinde tıraşsız saç ekimi daha sık tercih edilen yöntemdir.•Kellik sorunu yaşamayan ancak seyrek saç sorunu yaşayan kişilerde seyrek bölgelerde saç ekimi için tıraşsız saç ekimini tercih edebilmektedir.
•Saç ekimi operasyonu sonrasında ilk 48 saat hiçbir temas olmaması gereklidir.•Saç ekimi sonrası ilk yıkama kişiden kişiye değişiklik göstermekle beraber hekim kontrolünde 3 veya 4 gün sonra yapılmalıdır.•Saç ekimi sonrası ilk 2 hafta boyunca havuza, saunaya ve denize girilmemesi gereklidir.•Duş alırken suyun çok sıcak veya çok soğuk olmamasına özen gösterilmelidir.•Saç ekimi operasyonu sonrası ilk 30 gün yoğun güneşten korunmaya özen gösterilmelidir.•Saç ekimi operasyonu sonrasında ilk 2 hafta içinde kabuklar ve sivilcelenmeler olağandır. Bunlara müdahale edilmemeli kendi kendine iyileşmesi beklenmelidir
•İyileşme süresi oldukça hızlı ilerler. •FUE saç ekimi tekniği ile saç ekimi operasyonlarında kökler alınırken dokuya herhangi bir zarar verilmez ve kökler tek tek toplanır.•Ekimi yapılacak olan köklerin tek tek micro uçlar ile alınması sayesinde herhangi bir kesiye gerek yoktur bu sayede kesi veya kesi sonrası dikiş izi olmaz.
TDF yöntemi ile saç ekiminde süreç yine diğer yöntemlere olduğu gibi donör bölgeden alınan saç köklerinin saç ekimi yapılacak bölgeye nakledilmesi operasyonudur. Ancak işleyiş farklılığı bulunmaktadır. TDF yöntemi ile saç ekiminde ilk aşamada donör olarak belirlenen bölge sağ ve sol olarak ikiye ayrılır. İlk seansta donör bölgede belirlenen kısımdan alınan saç kökleri saç ekimi yapılacak olan bölgeye nakledilir. Bir sonraki seansta ise diğer bölgedeki saç köklerinin, saç ekimi yapılacak olan bölgeye nakli sağlanır.
•Safir uç ile yapılan fue saç ekimi operasyonlarında kanalların micro dediğimiz seviyede küçük açılmasından dolayı saç ekimi sonrası kanama neredeyse yok denecek kadar az seviyededir. •Safir fue saç ekimi yönteminde kullanılan safir uçlar ile açılan kanallara ekimi yapılan saçların, bazı vakalarda ortalama %10 oranında daha hızlı uzadığı görülebilmektedir.•Safir fue saç ekimi yönteminde safir uç özellikle metal slit yönteme nazaran daha yoğun ve daha sık ekim yapma olanağı sağlar.•Yine safir fue yönteminde kullanılan safir ucun özellikleri arasında yer alan kanalların çok daha küçük açılması, saç ekimi sonrası iyileşme sürecini de hızlandırmaktadır.
Teknik anlamıyla Sedasyon, cerrahi operasyonlar öncesinde bir takım sedatif ilaçlar ile hastaların reflekslerinin korunlası ve derinliği kontrollü şekilde ayarlanan uyku haline geçirilmesi işlemidir. Sedasyonun yaygın bilinen tanımı ise anestezidir. Sedasyon alanında uzman kişilerce uygulanmalıdır.
Sedasyonlu saç ekiminde teknik olarak herhangi bir farklılık yoktur. Sadece operasyonun süreci değişkenlik gösterir. Saç ekimi operasyonu için hazırlanan hastaya, anestezi uzmanı tarafından damar yolu açılır ile ve damar yolundan verilen anestezik ilaçlar verilir. Sedasyon adı verilen bu işlem ortalama 3 dakikalık bir işlemdir. Anestezi uygulanan hastanın ortalama birkaç dakika içinde haline geçtiği görülmektedir.
Saçta PRP uygulaması kişiden 15-25 ML aralığında kan alınarak başlanır. Kişiden alınan kanın bileşenleri özel yöntemlerle ayrıştırılır. Ayrıştırılan bu bileşenler içerisinde protein bakımından zengin şekilde elde edilen plazma saç köklerine uygulanır. PRP uygulamasından sonra saç köklerinin zamanla daha sağlıklı bir yapıya kavuştuğu görülebilecektir.
•Saç köklerinde ki cansızlıklara bağlı kolay kopan ve dökülen saçların canlılık kazanması•Saçların dokusundaki yıpranmaları onarmak•Saç köklerini besleyerek saçların daha güçlü köklere sahip daha güçlü şekilde uzamasını sağlamak
Saç PRP uygulaması ile işlem sonrasında farklar görebilmek mümkündür. Ancak PRP uygulamasında en başarılı sonucu almak için ortalama 4 haftalık bir bekleme süresi vardır.
Saç PRP uygulaması için ideal planlama, 2 haftalık periyotlar halinde ve ortalama 4 ile 8 seans arasında yapılması şeklindedir. Saç PRP uygulamasında seansların aralığı ve kaç seans uygulanacağı tamamen kişiye özel ve kişinin ihtiyaçlarına göre belirlenmektedir. PRP uygulaması tamamlandıktan sonra senede ortalama 2 veya 4 defa uygulama tekrar edilerek elde edilen canlılığın korunmasını sağlamak mümkündür.
IGF’li serum terapisi tedavisinde 4 seans sonrası saç dökülmelerinde büyük oranda azalma görmek mümkündür.
Bilindiği üzere saç ekimi dışındaki hiçbir tedavi canlılığını kaybeden köklerden yeniden saç çıkmasını sağlamamaktadır. IGF’li serum terapisi, PRP saç tedavisi gibi yöntemler mevcut saçların güçlenmesi, kaybettiği canlılığını kazanması ve dökülmelerin önlenmesi konusunda fayda sağlamaktadır.
Saç Mezoterapisi, strese bağlı saç dökülmeler, genetiğe bağlı saç dökülmeler, gebelik sonrası saç dökülmeleri, hormonsal saç dökülmeler ve mevsime bağlı saç dökülmesi yaşayan herkese saç dökülmesi tedavisinde uygulanabilmektedir.
Saç mezoterapisinin en önemli faydası lokal olarak uygulanabilir olmasıdır. Bunun yanı sıra saç dökülmesini durdururken saçların kaybettiği parlaklığını ve canlılığını geri kazanmasını sağlar.
•Saçların ve saçlı derinin sağlıklı bir görünüme kavuşması•Saç tellerinin kalınlaşması ve daha hızlı uzamaya başlaması•Koparak gerçekleşen saç dökülmelerinin önlenmesi•Saç ekimi tedavisi sonrası köklerin güçlendirilmesi•Saçların canlı bir görünüme sahip olması
•Saç uzaması oldukça yavaş ilerleyen ve saçlarının hızlı uzamasını isteyen•Düzensiz beslenme veya yoğun stres sonucu saç dökülmesi yaşayanlar•Saç telleri zayıf olması nedeniyle kolay kopan ve kırılanlar•Saçların parlaklığını kaybetmesi durumunda daha canlı ve parlak forma kavuşmasını isteyenler•Saçların hacmini kaybetmesi ile cansız görünenler•Saç ekimi sonrasında saç köklerinin güçlenmesini isteyen herkes SAÇ MEZOTERAPİSİ yaptırabilmektedir.
Saç mezoterapisi tedavisinde de tıpkı diğer saç tedavililerinde olduğu gibi seans sayısında en belirleyici faktör kişinin ihtiyaç analizidir. Saç mezoterapisi genel olarak 4 ile 8 seans aralığında uygulanmaktadır. Bu seans sayısına ek olarak saçların yıpranma, dökülme oranına bağlı ek seanslar uygulanabilmektedir. İlk 4 seans haftada 1 uygulanırken sonraki seansların uygulama aralığı ortalama 2 haftada bir şeklindedir.
Estetik kaygılar sonucu gerçekleşen burun operasyonlarının altında; ‘burnun kemerli ne yapmam gerekir’ ‘burnum yüzüme göre çok büyük’ ‘burnumun ucu çok düşük’ ‘burun deliklerim çok büyük’ gibi şikâyetlerin yer aldığını söyleyebiliriz.
18 yaşını geçkin tüm bireyler gerek sağlık sorunları gerek estetik kaygıları nedeniyle burun estetiği yaptırabilmektedir. Burada kişinin ihtiyaç nedenleri, kemik kas yapısı ve genel durumunun anestezi almaya uygun olup olmadığı gibi farklı detaylarda göz önünde bulundurulmaktadır.
• Kapalı Burun Ameliyatı (İzsiz Ameliyat)• Kırmadan Yapılan Burun Estetiği• Video Endoskopik Burun Ameliyatı• Dinamik Burun Estetiği• Finesse Burun Ameliyatı• Kompozit Burun Ameliyatı
• Ameliyat sonrasında ki ilk bir hafta baş dik kalacak şekilde desteklenmesi ve bu şekilde yatılması gerekmektedir.• Burun ameliyatı sonrası; sonra 6 ile 8 hafta süresince gözlük kullanımı önerilmemektedir.• Her cerrahi müdahale de olduğu gibi iyileşmeyi geciktireceğinden dolayı burun ameliyatı sonrasında da, alkol ve sigara tüketimine ara verilmeli veya minimuma indirilmelidir.• Burun ameliyatı sonrası burun temizliğinde mutlaka doktor yönlendirmesi dikkate alınmalıdır. Doktorunuz doğru yöntemi önerecektir. Kesinlikle sümkürme yapılmamalıdır.• Burun ameliyatı sonrasında, diş fırçalama süreci de önemlidir, olağanca yumuşak diş fırçaları tercih edilmeli ve maksimum hassasiyetle dişler fırçalanmalıdır.
• Burun estetiği operasyonları sağlık sorunları veya estetik kaygılardan gibi birçok nedenle gerçekleşmektedir. Estetik kaygılar için hangi durumlarda burun estetiği yapılır sorusunun cevabı ise aşağıdaki gibidir• Burun ucunun aşırı düşük veya yüz yapısına göre fazla yüksek olması• Burun delikleri yüz yapısına göre fazla küçük veya fazla büyükse• Burun delikleri birbirine asimetrik bir görüntüye sahipse• Burun kemiği kemerli veya çökükse
Yüz germe; Kişilerin çoğu zaman estetik kaygıları ile başvurduğu operasyonlarda arasındadır. Yüz germe ameliyatı ise, zamanla yüz derisinde oluşan sarkma ve gevşemelerin ameliyatla giderilmesi anlamına gelmektedir
Enjeksiyon ile yapılan dolgu, botoks gibi işlemlerle yapılan ufak müdahalelerin ortalama ömrünün 1 yıl ile 6 arasında olduğu bilinirken, yüz germe ameliyatlarında bu süre kişiden kişiye değişmekle beraber 10 yıla kadar kalıcılığı olduğunu söylemek mümkündür.
Yüz germe ameliyatı kişinin yaşına ve ihtiyaçlarına bağlı olmak üzere her yaşta yapılabilmektedir.Toplumlarda genellikle kırk yaş sonrası yüz germe ameliyatı için ideal olan zaman kabul edilse de, otuzlu yaşlardan sonra insanlar yaşlanmanın izlerini minimuma indirmek içinde yüz germe ameliyatını tercih edebiliyor.
Yüz germe ameliyatı sonrasında kişiyi mutsuz eden bir durum varsa elbette ekseriyetle telafileri mümkündür. Ancak bu telafi sürecinde kişinin çok çok daha hassas davranması gerekmektedir. Bu nedenle en başında uzman hekimler ve profesyonel sağlık kurumlarından hizmet alınırsa bu risk ortadan tamamen kaldırılabilir.
Gıdı ameliyatı diğer tabiriyle boyun germe, çene altı boyunda zamana bağlı yaşında ilerlemesiyle ortaya çıkan ya da kalıcı sorunların ortadan kaldırılması için başvurulan cerrahi operasyonlar arasında yer almaktadır. Yaş ilerledikçe deforme olan çene altı boyun bölgesi maalesef ki yer çekime karşı koyamaz ve sarkmalar görülür. Bu durum en belirgin yaşlılık belirtisi olarak söylenebilmektedir, bu nedenle 40 yaş üzeri kadınların oldukça yoğun tercih ettiği estetik operasyonların başında gıdı estetiği veya diğer tabirle boyun germe ameliyatı gelir.
• Çene Altı Yoluyla Boyun Germe• Yüz Germe Tekniğiyle Boyun Germe• Derin Plan Tekniğiyle Boyun Germe• Liposuction + Çene Ucu İlerletme Tekniğiyle Boyun Germe
• Özellikle göz kapağı çevresinde kırışıklıklar oluşmaya başladıysa• Kirpik dipleri ve göz kapağı çevresinde kazayağı çizgileri derinleşip belirginleşmeye başladıysa• Üst göz kapağında düşüklük varsa• Göz kapağı üstü derisi sarkmaya ve gözün görüş açısını daraltmaya başladıysa sizlerde göz kapağı estetiği tercih edebilirsiniz.
Göz kapağı ameliyatı için genel olarak herhangi bir yaş sınırı belirtilmemiş olsa da, eğer ciddi bir şikâyet veya konforlu bir yaşam için ihtiyaç değilse, kişilerin bu operasyonu 20’li yaşlardan sonra tercih etmesi önerilmektedir.
Bilindiği üzere yapılan tüm estetik operasyonların belirli bir işlem ömrü veya kalıcılık süresi vardır. Bu süreler çoğu zaman kişiden kişiye değişkenlik göstermektedir. Operasyon yapılan bölgenin korunmasının işlem ömrünü arttırdığını söylemek mümkündür. Her ne kadar cerrahi müdahaleler yapılsa da yaşlanmaya bağlı belirtiler yine kendini göstermeye bağlayacağı için muhakkak ki kişinin kendi öz bakımını maksimum seviyede tutması gereklidir. Bu formlara düzenli uyum gösterildiğinde göz kapağı estetiğinin ömrü 10 yıla kadar kalıcılık gösterebildiği söylenebilmektedir. Ancak bu sürenin yine kişiden kişiye değişebileceği unutulmamalıdır.
Alt göz kapağı estetiğinde ve üst göz kapağı estetiğinde lokal anestezi uygulanmaktadır ancak gerekli olması durumunda genel anestezide uygulanabilen operasyonların olduğunu söylemek mümkündür. Sonrasında ise deri kaldırılarak iç kısımlardaki yağlar ve/veya fazla olan deri ve hatta bazı durumlarda kas kesilerek alınır ve operasyon tamamlanır. Bu işlemler yaklaşık olarak 30 ila 60 dakika aralığında sürmektedir. Bu operasyonlarda eriyen dikişler kullanılarak iz kalması önlenir.
Genellikle 30 yaş üzeri ve yaşlanma belirtilerinin ortaya çıktığı kişilerin tercih ettiği operasyonlar arasında yer alsa da, doğal görünümünden mutsuz olan, genetik olarak alın bölgesinde kırışıklıkları olan, yoğun mimik kullanımına, aşırı strese bağlı çatık kaş görünümü yüzüne yerleşen herkes alın germe ve kaş kaldırma ameliyatı yaptırabilmektedir.
Operasyon sonrası direktiflere doğru uyum gösterilmesi, her cerrahi operasyonda olduğu gibi alın germe ameliyatı sonrası da sağlıklı beslenmeye, sigara ve alkol tüketimi sonlandırılır veya azaltılırsa, stresten mümkün oldukça uzak durulursa yapılan alın germe ameliyatı 10 yıla kadar kalıcılık gösterebilmektedir.
Yüz hatlarından memnun olmayan, vücut yapısına göre yüzü daha tombul olan ya da hayal ettiği yüz görünümüne kavuşmak isteyen herkes Bişektomi tercih edebilmektedir. Nitekim Bişektomi için uygunluk durumuna yine kişinin doktoru en doğru yanıtı verebilecektir. Öncesinde yapılacak detaylı muayene ve gerekli görülmesi durumunda yapılacak tetkiklerle Bişektomi ye mani bir durum var mıdır, tespit edilebilmektedir.
Bişektomi estetiği lokal anestezi uygulanarak yapılan bir operasyondur. İç yanağa ortalama 1 cm kadar kesi açılır ve öncesinde belirlenen yağ dokuları dokusu bu kesiden çıkarılır. Burada önemli olan bir diğer husus ise iki yanağa ayrı ayrı işlem uygulandığı için asimetrik görüntünün oluşmamasıdır. Bu nedenle mutlaka alanında deneyimli bir hekimden hizmet alınması gerekmektedir. Akabinde kesi delikleri içten dikilerek kapatılır ve yüzde dışarıdan herhangi bir iz kalmaz.
Bişektomi ameliyatı 30 ila 60 dakika aralığında süren bir operasyondur. Kişinin hastane yatışına gerek kalmadan Bişektomi sonrası direk taburcu edilebilir.
• Bişektomi ameliyatının en önemli handikabı enfeksiyon riskidir. Ağız içinde herhangi bir enfeksiyon riskine karşı hekimler genellikle hastalara antibiyotik önermektedir. Bu süreçte hastaların hekim yönlendirmelerine eksiksiz uymaları oldukça önem taşımaktadır. • Bişektomi sonrası iyileşme süreci ise merak edilen diğer konular arasında yer alıyor. Bişektomi operasyonu sonrasında hekim yönlendirmelerine tam uyum sağlanır, ağız bakımının doğru yapılması süreci hızlandırabilmektedir. • Bişektomi ameliyatı sonrasında çiğneme gerektiren sert gıdalardan uzak durulması, mümkün oldukça sıvı gıdalarla beslenilmesi de iyileşme sürecinde pozitif etki edecektir.• Bişektomi ameliyatı sonrasında ortalama 1 hafta içinde iyileşmelerin başladığını söylemek mümkündür. Ancak yüz bölgesinde 2 ile 3 hafta kadar şişlik görülmeye devam edebilmektedir. Bu süre kişiden kişiye değişkenlik gösterebilmektedir. Yine her cerrahi müdahaleden sonra olduğu gibi Bişektomi sonrasında da alkol ve sigara tüketiminden uzak durulması önerilmektedir.
Bişektomi operasyonu esnasında herhangi bir dolgu ve protez kullanılmadığından çok daha pürüzsüz ve doğal bir görünüm sağlar. Yüzde yapılan bu operasyon yanak içindeki kesi ile gerçekleştiği için herhangi bir iz veya kalıcı hasar söz konusu değildir. Bişektomi ameliyatı operasyon açısından da konforludur ve ortalama 30-60 Dakika arasında sürer. Ve en büyük özelliği ise operasyon sonrası hastanede yatışa gerek kalmaz.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki Bişektomi ameliyatının bilinen veya yaygın bir zararı ya da yan etkisi yoktur. Ancak her cerrahi müdahalede olduğu gibi bir takım riskleri mevcuttur. En önemlisi ise enfeksiyon riskidir. Operasyon sonrasında kısa süreli ağrılar görülse de hekim yönlendirmelerine tam özen gösterilirse bu ağrıların hızlıca geçtiğini söylemek mümkündür.
•Meme büyütme•Meme Küçültme •Meme Dikleştirme•Jinekomasti
Meme büyütme operasyonu, küçük görünümünden şikâyetçi olan memeler için uygulanan bir operasyondur. Meme büyütme estetiğine ihtiyaç duyulmasının birçok nedeni olsa da, genelde vücutla orantısız meme, yaşlanmaya bağlı küçülen memeler ve hızlı kilo vermeye kaynaklı küçülen memelerde meme büyütme estetiğinin tercih edildiği görülmektedir. Meme büyütme operasyonları implant ile yapılmaktadır.
Meme küçültme operasyonu büyük görünümünden şikâyetçi olan memelere uygulanan bir operasyondur. Vücudun anatomik yapısına aykırı şekilde büyük olan memeler birtakım sağlık sorunlarını beraberinde getirebilmektedir. Halk arasında sıkça görülen şikâyetlerin arasında, sırt ve boğun ağrıları görülmektedir. Bu operasyonda meme dokusunda yer alan fazla yağ dokusu alınır ve daha estetik ve aynı zamanda daha sağlıklı bir görünüm elde edilir.
Meme dikleştirme operasyonu genellikle yaşı ilerleyen ve ilerleyen yaşa bağlı göğüs bölgesinin elastikiyetini kaybetmesi sonucunda oluşan sarkmalardan dolayı tercih edilmektedir. Aynı zamanda hızlı kilo verme veya alma gibi durumlarında meme sarkmasına sebebiyet verdiğini söylemek mümkündür. Meme dikleştirme operasyonu meme altına protez yerleştirilerek uygulanan bir operasyondur. Yerleştirilen bu protez ile memelerin daha dik bir görünüme kavuşması sağlanır.
Meme estetiği sadece kadınlar değil son yıllarda erkekler tarafından da oldukça sık tercih edilmektedir. Kilo alımına bağlı erkeklerde ortaya çıkan göğüs büyümelerinde liposuction yöntemi ile meme küçültme işlemi sağlanır.
Greft, saç ekimi operasyonunda donör bölge olarak belirlenen bölgeden alınan ve saç ekimi yapılmak üzere belirlenen bölgeye nakledilen kök birimidir. Bu konuda bilinen aksine greft saç teli anlamına gelmemektedir. 1 greft içinde 1 ile 3 saç teli bulundurabilmektedir. Özetle greft saç kökü birimi anlamına gelmekte ve her kök 1 ile 3 arasında saç teline sahip olmaktadır.
Donör bölge saç ekimi operasyonunda ekimi yapılacak olan köklerin alınacağı bölgedir. Saç ekimi esnasında ekimi yapılacak olan greftler genellikle ense bölgesinden alınmaktadır. Bu durumda donör bölge ensedir.
Saç ekimi sonrası ki ilk 2 hafta deniz veya havuza girilmemeli, solaryum tercih edilmemeli ve güneş ışığına direk maruz kalınmamalıdır. Saç ekimi sonrası fönle kurutma veya şekil verme işlemleri için ortalama 30 ile 45 gün beklenmesi önerilmektedir. Saçlar mümkün oldukça kendi kendine kurumaya bırakılabilir. Ekim yapılan bölgenin çok sıcak ve soğuk havadan korunması önemlidir dışarı çıkılması gerekiyorsa eğer oldukça yumuşak olmak şartı ile şapta kullanılabilir. Ağır ve çok hareketli spor aktivitelerinden uzak durulmalıdır, saç ekimi sonrası hafif yürüyüş tercih edilebilir bunda bir sakınca yoktur.
Düzensiz beslenme, Hormonsal sorunlar, Kozmetik ürünler ve şekillendiriciler, Deri problemleri, Genetik faktörler, Vitamin ve Mineral Eksiklikleri genel anlamda saç dökülmelerinin temel sebepleri arasında yer almaktadır. Saç dökülmesinin nedenlerinin tespit edilmesi için mutlaka uzman hekimlere muayane olunması ve gerekli tetkiklerin yapılması önerilmektedir.
•Hepatit C hastalığına sahip kişilere saç ekimi yapılamamaktadır.•Hıv – Aids hastalığına sahip kişilere saç ekimi yapılamamaktadır.•Psödopelade ve Liken planus hastalığına sahip kişilere saç ekimi yapılamamaktadır,•3 defa saç ekimi yaptırmış ve başarısız sonuçlar almış kişilere saç ekimi yapılmamaktadır.
Saç ekimi sonrasında saç ekimi yapılan bölgede, Kabuklanma, kaşıntı, sivilcelenme, ödem görülebilmektedir. Saç ekimi sonrası bu belirtiler çok olağandır ve ortalama 2 haftalık süre içinde kendi kendine iyileşen yan etkilerdir. Önemli olan detay ise saç ekimi sonrası kabuklanma olan bölge kaşınmamalı ve kabuklar soyulmamalı kendi kendine iyileşmeye bırakılmalıdır.